”On beş gündür kuru ekmek yiyorum.
Odamda ateş yok. Kitabımın kopya masraflarını karşılamak için
elbiselerimi de sattım. İlim aşkı, insanlığı mutluluğa kavuşturmak,
Avrupa’yı buhrandan kurtarmak arzusu beni bu hale düşürdü. Niçin yüzüm
kızarsın, eserimi tamlamak için yardım istiyorum…”
Çaresizlik içinde yazılmış bu satırlar fakirlikten boğulan bir
mütefekkirin, Saint-Simon’un kalemindendir. Ömrünü adadığı fikirlerini,
yazılarını, kitaplarını bastırmak için çabalamış durmuştur. Tıpkı,
Türkiye’de bir asır daha yazılmayacağına inandığı bu düşünürü anlatma
ihtiyacı hisseden Cemil Meriç’in uğraşları gibi. O da kitabını
yayımlayabilmek için benzer sıkıntılar
yaşar: Ümit Meriç’ten öğrendiğimize göre kimse kitabı basmak istemez,
kendisi bastırmaya niyetlenir, sonra Vedat Günyol talip olur, dili
tırpanlar, üslûbu yok eder, epeyi uğraşır velhasıl…