8 Kasım 2014 Cumartesi

Kültür Ne Değildir?

 
Kültür, Avrupa’dan dilimize ithal olunmuş bir kelime. Avrupa’nın düşüncesinden aktarılan diğer kelimelerdeki çoğunluk gibi Fransızcadan gelmiş. “Culture: 1. Toprağı ekip biçme, tarım, 2. Terbiye, eğitim.” Fransızcaya ise Latinceden aynı anlama sahip colore kelimesinden geçmiş.1 Türk dilinde hiçbir vakit sağlam ve tutarlı bir karşılığı bulunmamış olan kültürü bir düşünce sorunsalı yaparak cumhuriyet döneminden sonraya en çok etki eden düşünür olarak Ziya Gökalp, bir çok tartışmaya konu ettiği bu kelimeyi Arapçadan ödünç aldığı “hars” ile karşılamaya çalıştı.2 Harsın da ekip biçme anlamına gelmesi gibi aynı doğrultuda öztürkçeciler kültürü “ekin” kelimesiyle yenilediler. Kültür kelimesi medeniyet ile müteradif olarak da kullananıldı: Geçmişte İbn Haldun, bugün medeniyet ve uygarlık ile karşıladığımız anlama kültürü de dâhil ederek umran kelimesiyle yetindi. İbn Haldun, muhtemel olarak kültür ve medeniyet arasında bir fark görmediği için imarla etimolojik olarak ilişkili olan umrana başvurmuş ve ayrıştırmayı bunun üzerinden toplumsal yapılanmada bedevî-hadarî şeklinde yapmıştır. İbn Haldun'dan çıkarabileceğimiz anlamda kültür, "yerleşiklik, hadaret" ile ilgilidir.3 Cemil Meriç ise kültür kelimesinden hoşnut olmayarak onun çok daha ayrı bir anlamını zikreder: İrfan.4 Bu sayede Meriç, kendini tanımak çerçevesinde kültürün millî oluşuna da işaret etmiştir.

Tabiatla ilişkiler münasebetiyle kültürü, tüm canlıları kapsayacak bir genişlikte ele almak mümkünse de yazının dâhilinde insan toplulukları çerçevesinde yorumlamak amaçlandığı için sosyolojik bir boyutta değerlendirilecektir. Bu bağlamda kültür kavramı, bir toplumun üyeleri ya da bir toplum içindeki grupların yaşam biçimlerine, onların nasıl giyindiklerine, törelerine, çalışma kalıplarına ve dinsel törenlerine göndermede bulunur.5 Bundan kastedilen, bir topluluğun yeme-içme, barınma, giyinme gibi "temel" ihtiyaçlarını gidermede sahip oldukları üsluba ilaveten yaşam alanı içinde varlığını "sürdürme" sürecinde inanç, değer, norm, âdet, töre, ahlâk, sanat, dil gibi bilinci biçimlendirici soyut ögeleri de ihtiva eden geniş bir mefhum olduğudur kültürün.6 Her iki sınırından örneklendirirsek, kimono giyen, sivri çatılı ahşap evlerde yaşayan, çubuklarla yemek yiyen bir Japon kültürünü tanımak zor olmayacaktır. Bununla birlikte aynı toplum; inanç, ahlâk, davranış kalıbı, yaşam stili gibi bazı özgünlüklere de sahiptir ki bunların yekûnu kültür diye anılmaktadır.