Pascal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pascal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ağustos 2019 Pazartesi

Pascal, Okuma ve Düşünme Üzerine

“Hakikate doğrudan sahip olduğuna inanmak insanın doğal bir hastalığıdır ve bu yüzden insan kendisine anlaşılmaz gelen her şeyi reddetmeye meyillidir; hâlbuki aslında doğal olarak sadece yalanı tanır ve doğru diye yalnızca, tersi kendisine yanlış görünen şeyleri kabul etmelidir.”

Blaise Pascal / Risaleler

“İşte böyle sevgili Stefano, sana tüfekler vereceğim. Ve gerçeğin hiçbir zaman tamamen bir yanda olmadığı, son derece karmaşık savaşlar oynamayı öğreteceğim sana. Gençlik yıllarında bir hayli enerji açığa çıkaracaksın, fikirlerin biraz karışık olabilir ama yavaş yavaş bazı kanılar geliştireceksin. O zaman, büyüdüğünde, bütün bunların bir peri masalı olduğuna inanacaksın: Kırmızı Başlıklı Kız, Sinderella, tüfekler, toplar, düello, büyücü kadın ve yedi cüceler, ordulara karşı ordular. Ama olur da, büyüdüğünde, çocukça düşlerinin o canavar tipleri hâlâ sürüyor olursa, büyücüler, cüceler, devler, ordular, bombalar, zorunlu askerlik hizmeti, belki de peri masallarına karşı eleştirel bir tavır kazandığın için, yaşamayı ve gerçekliği eleştirmeyi öğreneceksin.”

Umberto Eco / Yanlış Okumalar

Düşünme işi, zihnin, akletmekten ayrı bir işlevine karşılık geliyormuş gibi görünmez. O daha ziyade akletme işinin içeriğiyle ilgili niceliksel bir süreçtir. Akletmenin genel, formel ve soyut yapısına karşın düşünme, kavram denilen özel nesneler aracılığıyla sürdürülür, içeriğe yönelik ve somuttur. İçeriğinin, yani kavramların genele yakınlığı ölçüsünde düşünme soyutlaşır veya incelir; tersi durumda, yani kavramların özele ve tikele yakınlığı ölçüsünde de somutlaşarak kabalaşır. -Duyu nesnelerindense aklî tasarımların gerçekliğe daha uygun olacağına dair felsefî eğilimin altında yatan da tikelden genele gidilmesinde kesinliğin hiç ele geçirilememesi ve bu yüzden kavramların daima yıpratılması gerçeğidir.

Akletme, genel anlamıyla formel mantık aracılığıyla savrulmalardan korunur. Öncül ve sonuç arasında, terimler aracılığıyla kurulması gereken ilişki biçimi, hiçbir şekilde tesadüfe veya rastgeleliğe terk edilmez. Fakat akletmenin doğruluğu teminat altına alınsa da bu teminat biçimle ilgili olduğu için, akletmenin içeriğiyle ilgili niceliksel süreç olan düşünme işi aynı ölçüde güvence altında değildir. Zira düşünme, biçimsel olarak doğrultulsa bile mantık görevini yapıp geriye çekildiğinde, düşünmenin konusunu oluşturan önermelerin uygunluğunu, içeriği oluşturan kavramlar belirleyecektir.