“Hakikate
doğrudan sahip olduğuna inanmak insanın doğal bir hastalığıdır ve bu yüzden
insan kendisine anlaşılmaz gelen her şeyi reddetmeye meyillidir; hâlbuki
aslında doğal olarak sadece yalanı tanır ve doğru diye yalnızca, tersi
kendisine yanlış görünen şeyleri kabul etmelidir.”
Blaise
Pascal / Risaleler
“İşte
böyle sevgili Stefano, sana tüfekler vereceğim. Ve gerçeğin hiçbir zaman
tamamen bir yanda olmadığı, son derece karmaşık savaşlar oynamayı öğreteceğim
sana. Gençlik yıllarında bir hayli enerji açığa çıkaracaksın, fikirlerin biraz
karışık olabilir ama yavaş yavaş bazı kanılar geliştireceksin. O zaman,
büyüdüğünde, bütün bunların bir peri masalı olduğuna inanacaksın: Kırmızı
Başlıklı Kız, Sinderella, tüfekler, toplar, düello, büyücü kadın ve yedi
cüceler, ordulara karşı ordular. Ama olur da, büyüdüğünde, çocukça düşlerinin o
canavar tipleri hâlâ sürüyor olursa, büyücüler, cüceler, devler, ordular,
bombalar, zorunlu askerlik hizmeti, belki de peri masallarına karşı eleştirel
bir tavır kazandığın için, yaşamayı ve gerçekliği eleştirmeyi öğreneceksin.”
Umberto
Eco / Yanlış Okumalar
Düşünme işi, zihnin, akletmekten ayrı bir işlevine karşılık geliyormuş gibi görünmez. O daha ziyade akletme işinin içeriğiyle ilgili niceliksel bir süreçtir. Akletmenin genel, formel ve soyut yapısına karşın düşünme, kavram denilen özel nesneler aracılığıyla sürdürülür, içeriğe yönelik ve somuttur. İçeriğinin, yani kavramların genele yakınlığı ölçüsünde düşünme soyutlaşır veya incelir; tersi durumda, yani kavramların özele ve tikele yakınlığı ölçüsünde de somutlaşarak kabalaşır. -Duyu nesnelerindense aklî tasarımların gerçekliğe daha uygun olacağına dair felsefî eğilimin altında yatan da tikelden genele gidilmesinde kesinliğin hiç ele geçirilememesi ve bu yüzden kavramların daima yıpratılması gerçeğidir.
Akletme, genel anlamıyla formel mantık aracılığıyla savrulmalardan korunur. Öncül ve sonuç arasında, terimler aracılığıyla kurulması gereken ilişki biçimi, hiçbir şekilde tesadüfe veya rastgeleliğe terk edilmez. Fakat akletmenin doğruluğu teminat altına alınsa da bu teminat biçimle ilgili olduğu için, akletmenin içeriğiyle ilgili niceliksel süreç olan düşünme işi aynı ölçüde güvence altında değildir. Zira düşünme, biçimsel olarak doğrultulsa bile mantık görevini yapıp geriye çekildiğinde, düşünmenin konusunu oluşturan önermelerin uygunluğunu, içeriği oluşturan kavramlar belirleyecektir.