16 Ocak 2018 Salı

Biblicalistler ve Ruhbanlar


Dine ait tarihsel bir olguyu alıp bir başka dine ait tarihsel bir olguyu açıklamakta model olarak kullanmak, dinî olsun ya da olmasın sosyal fenomenleri birbirlerine indirgeyerek anlamaya çalışmak… Şayet böyle kolay çözümler mümkün olsaydı tasavvurun engin semasına ihtiyaç kalmazdı gerçekten –tahayyül yeterdi insana: Bilmenin nesnesi olarak kavramlar rasgeleleştirilip silindikten sonra, gökyüzü imgelerle süslenerek güzel bir hayâl içinde sessizce yaşamanın bir yolu bulunmuş olurdu –zaten hayatı da böyle hayaletlerle süsleme geleneğine din denilmiyordu bugün?

Hristiyanlığın hususi bir tarihi vardır: bir tebliğci ve tebliğcinin ölümünden sonra onun yoldaşlarına iman etme koşulu olarak ortaya çıkan kitaplardan söz edilir.

Bu tarih hususi değil de indirgenebilir ve umumi ise bu tarafta ne oldu: Bir tebliğci ve onun ölümünden sonra onun arkadaşlarına iman etme –aktardıkları sözlerin tebliğcinin olduğunu tasdik etme- koşulu olarak ortaya çıkan başka kitaplardan da söz etmek gerekir.

O hâlde indirgeme mantığı, imana yeni bir madde eklemeyi, “arkadaşlara iman” düsturunu da kendiliğinden türetmektedir. Sırada, yaşayan ya da cansız bir “metin”in ne demek olduğunu düşünmeksizin -bir Arap gibi düşünme mahareti olmasa da- Arapça bilme imtiyazına sahip ruhbanlara iman var daha -gökyüzü yıldızsız, kuru ve boş artık nasıl olsa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder