26 Ekim 2015 Pazartesi

Giritli Daidalos'un İbret Dolu Hikâyesi: Aşk, Zekâ ve Labirentler


Girit Kralı Zeus'un oğlu Minos gücünü kanıtlamak için Tanrı Poseidon'dan bir boğa ister ve Poseidon da kurban edilmesi şartıyla ona çok güzel bir boğa verir. Ama boğa o kadar güzeldir ki Minos ona kıyamaz ve kendine saklar, başka bir boğa bulup onu kurban eder. -Kurban meselesinde bir açmazın zaman-mekân ötesi tekrarıdır bu: Kabil de kurban diye cılız buğdaylar sunmuştu ve İbrahim hanîf maneviyatına rağmen emrin üç defa tekrarını beklemişti; yirmi birinci asırda da kurban, gerçek anlamıyla bir “bedel” ödetiyor, kurb-ediyor gibi gözükmemiştir sonraki asırlarda. Düzenbazlığa çok öfkelenen Poseidon, Minos'tan intikam almak amacıyla ona verdiği boğayı huysuz kılar ve Minos'un karısı Pasiphae'ye bu boğaya karşı bir aşk büyüsü yapar. -Kara bir büyü olsa gerek. Çünkü Pasaphae artık boğaya karşı dayanılmaz bir cazibe duymaya başlar ve o sırada Girit'te bulunan mucit Daidalos'tan kendisine yardım edip âşıkları kavuşturmasını ister. Daidalos da ona boğa ile çiftleşmesini sağlayacak bir düzenek yapar ve böylece çiftleşirler. Pasaphae, bu lânetli hadiseden sonra Minotauros'a hamile kalır, bir canavara... Yazgı böyledir hep, temiz kalmak ister.

Girit Kralı Minos bu canavarın doğması üzerine -o işte parmağı olan Daidalos'tan yardım ister ve onu kapatacağı bir zindan yapmasını söyler. Mecbur kalan Daidalos, Labyrinthos diye bir bina inşa eder ve minik canavar Minotauros buraya kapatılır. Aslında Daidalos'un bunu yapmasının sebebi kendi hayatındaki çıkmazlardır, oraya kendi yazgısının labirentini dikmiştir: Gerçekte Atinalı olan Daidalos yeğeni Talos ile birlikte sürekli yeni âletler icat eden bir zanaatçıdır ve bir gün Talos yılan çenesinden esinlenerek bir testere yapınca onun kendisini ustalıkta geçeceği korkusuna kapılarak yeğenini Akropol'ün tepesinden -kutsal bir ağacın yaprağı gibi aşağıya atıp öldürmüş ve cinayet ortaya çıkınca da Girit'e kaçarak Kral Minos'a sığınmıştır. Gerekli gereksizliklerin bir araya gelmesi adına yazgı bunu kolaylaştırmış ve Minos kızı Ariane için bir dans pisti yapması koşuluyla onu Girit'e kabul etmiştir.

Bu arada boğa başlı canavar Minotauros'u hapsedildiği labirentte öldürmek için Theseus diye yaman biri Girit'e gelir. Theseus, Atina kralı Aigeus'un oğludur; başka çocuğu olmadığı için kral, kuzenlerinin iktidarı ele geçirmek amacıyla ona zarar vermesinden korkarak çocuğun annesinin memleketinde gizlice büyümesine karar verir. Bir kayanın ardına bir kılıç ve sandaletini saklayarak işaret olacak olan bu eşyaları bulup getireceği günü beklemeye başlar. Böylece çocuk, kral soyundan olduğunu ispat edebilecektir. Bu durumu sadece karısı bilmektedir. Theseus doğar ve her kahraman gibi hızlıca büyüyüp gelişir. On altı yaşında annesinden kayanın yerini öğrenip kılıcı ve sandaleti alarak Atina'ya gider. Bu arada babası başka bir kadınla -Medeia ile evlenmiştir. Bu kadın, Theseus'un Atina'ya girişinde onun kralın oğlu olduğunu anlar fakat krala söylemez. Delikanlının gelmesiyle artık iktidardaki hissesini kaybedeceğini düşünerek gizlice bir plan yapar ve Theseus'u zehirlemeye kalkışır. Neyse ki kral tam zamanında kılıcı ve böylece oğlunu tanıyarak planı bozar ve kadını sürdürerek sorunu çözer, -bu hep güçlü bir çözüm yolu olmuştur gerçekten. Theseus hemen babasının düşmanları olan kuzenleriyle amansız bir savaşa girişir ve hepsini kılıçtan geçirir. Böylece Atinalılar onu politik egemenliklerinin bir koruyucu kahramanı saymaya başlarlar ve o da Girit'e gidip namını daha da yürütmek için canavarı haklamaya karar verir. -Gelirken babası savaşa gitmesinin kederinden ötürü gemisine siyah yelken bağlamasını fakat canavarı öldürdükten sonra Atina'ya dönerken bunu söküp beyaz yelken bağlamasını söyler, -bunu sıkıca temih eder ki trajedi için gerekli koşulları yazgı düzenleyebilsin, böylece mutlu haberi erkenden alabilecektir.

Girit'te kral Minos'un kızı Arien, Theseus'u görür görmez âşık olur -yamandır, güzeldir ve kral soyludur ve ona yardım etmek ister. Theseus labirentte işi bitirip canavarı öldürdükten sonra geri nasıl çıkacağını düşünürken Arien, sürekli kendisi sorunlar üretip sonra bunları ustalıkla çözmekte nam salmış olan Daidalos'un kıvrak zekâsına sığınıp yardım ister. Labirentin ve türlü dertlerin mimarı olan Daidalos ona bir yumak iplik verir ve Theseus'un bunu kapıya bağlamasını ve canavarın yanına aça aça gitmesini söyler. Arien, Theseus'a gider ve şayet canavarı öldürüp Atina'ya dönerken kendisiyle evlenirse ve kendisini de götürürse ona yardım edeceğini söyler. Theseus akıllı birisidir, bunu kabul eder ve yöntemi öğrenerek yumağı alıp kapıya bağlayarak labirente girer ve uyumakta olan canavar Minotauros'u yere bastırıp yumruklarıyla öldürür ve ipliği izleyerek çıkışı bulur. -Tarih ve mitolojide canavarın ve kötülerin günahı nedir, hiç bilinmez gerçekten de.

Tüm bunlar olurken Kral Minos hiç bilmediği şeylerin arasında krallık yaptığını fark eder: Karısının boğa ile çiftleşmesini ve Theseus'un labirente iplikle girmesini sağlayanın Daidalos olduğunu öğrenir mesela. Fırsat bu fırsat onun kendi sarayındaki cariyelerinden birinden olan oğlu İkaros ile beraber Labirente hapseder. -Nihayet birisi Daidalos'a dur demiştir. Daidalos oğlu ile kaçma planları yaparken Theseus, Arien'i de alarak Atina'ya doğru yola çıkar. Mola verdikleri Naksos'ta Theseus uykudaki Arien'i bırakır ve kaçar. -Güzellik, yiğitlik ve zekâ hep bu çocukta birikmiş gibidir. Ama gemisine beyaz yelken bağlamayı unutmuştur ve Atina'ya yaklaştıklarında babası Kral Aigeus siyah yelkenleri görüp tek varisi olan oğlunun öldüğünü düşünür ve bundan sonra kendi adıyla anılacak olan Ege denizine kendini atıp intihar eder. Theseus gelir ve babasının acısına yanarken tacı giyip kral olur.

Labirentte çürümeye niyeti olmayan Daidalos da kıvrak zekâsıyla boş durmayarak iki çift kanat icat edip balmumu ile oğluna ve kendisine takar. Sicilya'ya doğru uçarak labirentten çıkarlar ancak İkaros uçmanın verdiği hazza kendini kaptırarak göğe çok fazla yükselir ve güneşin sıcağından dolayı balmumu erir ve kanatları düşer, o da denize düşerek ölür, -bu, aklın sınırları için sonraki nesillere bir uyarıdır. Daidalos Sicilya'ya tek başına varır ve Kral Kokalos'a sığınır. O da bu becerikli adamı -ne işler çevireceğini hesaba katmadan yanına alır. Fakat Girit Kralı Minos kendisini küçük düşüren bu adamın peşini bırakmaz ve sadece onun yapabileceği gereksiz bir iş daha bulur: Salyangoz kabuğundan bir ipliği geçirene büyük bir ödül vaad eder ve Sicilya'ya gelerek bunu Kokalos'a söyler. Kokalos da Daidalos'u haberdar eder. Kimsenin yapamadığı bu işi Daidalos yine basitçe halleder; bir karıncanın ayağına bir iplik bağlar ve salyangoz kabuğunun içine sokar, karınca hemen çıkışı bulur...

Fakat Minos'un amacı onu yakalamak olduğu için ödülü almaya geldiğinde tutuklayıp banyosunda haşlayarak öldürür, bu biraz İkaros'un kaderine sebep olmasının bedeli gibidir: Yazgı, hep kurban ister. 
 Resim: Jacob Peter Gowy, "The Flight of Icarus".

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder