15 Eylül 2011 Perşembe

Kozmostaki Tek Hakikat*

 [www.derindusunce.org'ta yayımlanmıştır.]

“Aynı anda hem modern anlamda bir bilim adamı, hem de âlemi ve nefsi Kur’an ve Sünnet’te izah edildiği gibi anlayan bir Müslüman olmak mümkün müdür? Peki, hem bir sosyolog olmak, hem de tevhid kavramının iç manasına uygun düşünebilmek mümkün müdür?”

Mesela Müslüman bir bilim adamı, bedeni bir marazı ele alırken onun kaynağını açıklayan bir hadisle bilimsel bir tespit arasında köprü kurmayı başarabilir mi, buna gerek duyar mı? Ya da sosyal ilerlemenin olduğu kadar çatışmaların da sebebi olarak görülebilecek toplumsal eşitsizlikler, yaratımdaki tüm hiyerarşiye rağmen bir sorun olarak ele alınabilir mi? Özellikle pozitivizmin bilimsellikle eşdeğer kabul edildiği mevcut paradigma dahilinde bu sorular düşünen herkes için yanıtlarını arıyor.

Aydınlanmadan sonra hüküm süren, eşyanın tabiatına dönük materyalist nedensellik; dinin çıkarımlarını küçümseyerek görmezden gelmeyi elzem kıldı. Bu sayede her şeyi en küçük parçalarına bölerek tasnif etmeye ve anlamlandırmaya çalışan bilim, bilginin kendisinin ve kaynağının bilinemezliğini de içeren postmodern durumdan başka bir yere de ulaşamadı: Sonsuzluğun ilahi tanımından matematik tanımına kaydı zihinler ve tekliğin çeşitliliğinden çokluğun mutlaklığına…

Kozmostaki Tek Hakikat kitabıyla bu sorunu ele alan William C. Chittick, modern zamanlarda insanların ibadet ederken Müslüman gibi “davrandığı;” ama bir doktor, mühendis, sosyolog veya siyaset bilimci gibi “düşündüğü” sonucuna varır. Yani dinsel bakış açısı, sadece ahiret için yapılan ritüellerle sınırlandırılarak dünyayı anlamlandırmanın esası, onu kavramanın ve ona uyumluluğun bir gereği olmaktan çıkarılmıştır. Muhkem bir iman üstüne sadece haftalık derslere katılarak ya da bazı kitapları okuyarak İslamî bir şekilde düşünmeyi ummayı safdillik olarak gören Chittick, bu kadar çabanın geleneğin hâkim olduğu modern öncesi zamanlarda bile yetmediğine vurgu yapar. Bu yönden tüm kitap, modern zamanlarda yaşayan insanın “hakikat”le ilişkisini irdeleyerek ona bir yol gösterme çabasının eseridir denilebilir.

İslam’ın bu asır için anlamı…ABD doğumlu William C. Chittick; New York Stony Brook Üniversitesi’nde Karşılaştırmalı Edebiyat ve Kültürel Araştırmalar profesörü ve aynı zamanda İbn Arabî, Mevlana gibi değerleri Batı’ya tanıtan bir mütefekkir yazardır. Özellikle hitap ettiği Batı’da İslam ve tasavvufla ilgili Arapça ve Farsçadan İngilizceye yaptığı çevirileri ve yorumlarıyla tanınan Chittick, doktorasını 1974′te Tahran Üniversitesi’nde Fars edebiyatı alanında Seyyid Hüseyin Nasr’ın talebesi olarak tamamladı. Daha sonra onun da etkisiyle tercümelerinin dışında gelenekselci (tradisyonalist) ekolün diğer Batılı mütefekkirlerine paralel olarak eserler kaleme aldı. Bu eserlerindeki metinlerin ortak vasfını kendisi, “İslam’ın bu asır için ifade ettiği anlam ve çağımızda olabilecek en mükemmel uygulanabilirliği bulma gayreti” olarak tanımladı.

Bu gayretin bir devamı niteliğindeki Kozmostaki Tek Hakikat’te de çağdaş meseleler hakkında doğrudan olmasa da göndermelerle bağlantı kuran yazar, nesilden nesile aktarılan “naklî bilgi”yle bir mürşidin varlığı olmaksızın edinilemeyecek olan “irfanî bilgi” arasındaki ayrımı netleştirmekle işe girişiyor…

Geleneğin tabiatı…
Kullandığı dil, yapaylıktan ve zorlamadan uzak olan ve tasavvuf ıstılahını en münasip bir şekilde yansıtan tercüman Ömer Çolakoğlu’nun okumayı kolaylaştırdığı eser, yedi ana bölüm (makale)’den oluşuyor: Kendisine dayanılmadan hiçbir dinin hayatta kalamayacağı irfanî geleneğin bu çağda ortadan kalkmışlığı durumu ve geri gelişinin önündeki muhtelif engeller kitabın ilk dört bölümdeki metinlerde işleniyor. Söz konusu yazılarda; geleneğin tabiatı hakkında bilgiler, irfanın üstünü örten iç ve dış kuvvetler, naklî ve irfanî bilgi arasındaki farklılıkların derinlemesine ortaya konması, felsefe ve tasavvufun temel unsurlarının şerh edilmesi, iyileşmenin önündeki engeller, modern düşüncenin bir şartı olan ideoloji gibi konular işleniyor.

Beşinci bölüm hariç tüm metinler esasta ders notu olarak kaleme alınmış olan kitabın son üç bölümündeyse, irfanî geleneğin günümüzdeki sorunlar üstünden anlaşılması için belirlenmiş konular irdeleniyor. Bu son bölümler; Seyyid Hüseyin Nasr’ın fikirleri, dil meselesi, efsanevî tahayyülat, kâinat ve nefs ilişkisi, felsefenin özne-nesne karşıtlığının aksine İslam’ın “nefse arif olma” hassasiyeti ile irfan taliplerinin yolculuklarına ayrılmış.

“İslam irfan geleneği, tamamen olmasa da büyük çapta sırra kadem basmıştır.” Diyen yazar, diğer eserlerinde yaptığı gibi “içtihad,” “ilim,” “ulema,” “irfan,” “tevhid,” gibi kelimelerin sözcük karşılıklarından ziyade özellikle Batı’lı okura seslenerek bu terimlerin tasavvuftaki kavramsal karşılıkları üstünde duruyor. Kitabın bu yönü, bazı kavramları az çok bildiğini düşünen okur tarafından yadırganacak gibi dursa da kimi zaman “hukuk” gibi çokça kullandığımız bir kelimenin bile fazlaca fark edilmeyen çok yönlü anlamlılığı hatırlatılıp ortaya koyularak bu aşılıyor.

Ve modenizm…
Sufi Kitap’ın özenli baskıyla yayınlanan Kozmostaki Tek Hakikat, İslam’ın kabuğuyla yetinmeyip öze eğilmek ve geleneksel irfanî geleneği yeniden ihya etmek suretiyle modernizmin “ideoloji,” “ilerleme,” “evrim,” “devrim,” “bilim” gibi putlarından kurtulmanın olanaklılığına vurgu yapan özgün bir eser.

“İnsanların kulluk ettiği tanrılar, hayatlarına bir içerik ve anlam veren referans noktalarıdır” diyerek modern putçuluğa değinen Chittick, “Hakikat” kavramıyla; kendisinden başka herhangi bir şeyin gerçek olmadığı, O’ndan gayrisinin muğlâk olduğu “Varlık”a işaret ediyor.

Velhasıl, “Kozmostaki tek hakikat, Yaratıcı’nın kendisi’dir” diyen Chittick, okurunu da bu bilginin ışığında “kendini” keşfetmeye davet ediyor…
Alper Gürkan
16 Mayıs 2011

* Sufi Kitap, 1. Baskı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder